“Millî – Millet – Milliyet”…
Her
şeyin milli olanı gündemde şu aralar…
Tankın,
topun, uçağın, hatta halkın, hatta hatta siyasetin bile milli olanı gündemde.
“Milli”
sözcüğü, “Türkiye’ye özgü”, “Türk’e özgü” anlamında kullanılıyor ama…
Bu
sözcük, düşünüleni ya da anlatılmak isteneni ne kadar kapsıyor? Çünkü…
“Milli”,
sözcüğü, “şeriata ilişkin, şerri” anlamında Arapça bir sözcük…
Ülkeyi
de, halkı da, etnik kökeni de kapsamıyor kısacası…
“Millet”
sözcüğü yine aynı kökten bir sözcük.
Arapça
“milla” sözcüğünden türetilmiş ve “din, mezhep, bir din veya mezhebe mensup
cemaat” anlamına geliyor.
13.yy.da
yazılmış “Atebet-ül Hakayık” adlı çalışmada “bir din veya mezhebe mensup
cemaat” anlamında yer alan millet sözcüğü,
1876 tarihli “Lugat-ı Osmani” adlı çalışmada, “ümmet, cemaat” anlamında
kullanılmış. Ayrıca “millet” sözcüğü Kur’an da da “ümmet” anlamında 15 ayette
geçmektedir.
Yani
“bir peygamberin getirdiği dine mensup olanların tamamı” anlamına gelmekte ki
Osmanlı Türkçesinde de 19.yy. sonlarına kadar bu anlamlarda kullanılmış.
Osmanlı
“millet” sözcüğünü, bir ırka bağlı olanlar için değil, bir dine bağlı olanlar
için kullanmış, “İslam/Müslüman Milleti” demiş, “Hıristiyan Milleti” demiş
misal…
“Türk
Milleti” ya da “Arap Milleti” dememiş, aynı dinden olmaları nedeniyle aynı
millet saymış hepsini…
Arap
alimlerinden Ragıp El-İsfahani’nin “Müfredat” isimli Kur’an kavramları
sözlüğünde bu durum şöyle anlatılıyor.
“…Millet
sözcüğü din sözcüğü gibidir. Aralarındaki farka gelince, millet sözcüğü dinin
nebî göz önünde bulundurularak kullanılır. Yani İbrahim’in Milleti gibi… Din
ise tek tek şeriatları değil sadece şeriatların genelini ifade etmek için
kullanılır…”
19.yy.
ortalarından itibaren Fransızca/İngilizce “nation” kavramına karşılık bir
sözcük bulmak gerektiğinde de “millet” sözcüğünü dönüştürmek gelmiş akla…
Latince kökenli “nation” sözcüğü, “aynı atadan gelenler topluluğu”, yani Türkçe
“kavim, aşiret, budun” anlamlarına gelen bir sözcük olması nedeniyle “millet”
sözcüğü bu anlama bürünüvermiş… Ama yinede uzun süre “herhangi bir etnik kökeni
değil, aynı kaderi paylaşan ve başta din olmak üzere ortak değerlere sahip olan
bir topluluğu ifade eden” anlamında kullanılmış.
“Milliyet”
sözcüğü ise “milla/millet” sözcüğünden türemiş bir sözcük...
“Din,
mezhep, bir dine mensup cemaat” anlamına geliyor…
19.yy.
sonlarında “nation” kavramına karşı “millet” sözcüğü kullanılınca,
“nationalite” kavramı karşılığı olarak da “milliyet” sözcüğü türetilmiş...
“Milliyet”
sözcüğü, 19.yy.da yazılmış “Kamus-ı Türki” adlı çalışmada “millet, kavmiyet”
yani “bir ırka ait belirleyici özellik” anlamında geçmektedir.
Cumhuriyetle
beraber Dil Devrimi sırasında, kullanılan sözcüklere yeni karşılıklar aranırken
“millet” sözcüğünün karşılığı olarak “Ulus” sözcüğü uygun bulunmuş…
“Ulus”
Moğolca “kağan ailesinin her bir üyesine tahsis edilen ülke, devlet, pay”
anlamında “ülüş” sözcüğünden Türkçeye geçmiş bir sözcük…
Aslında
“ulus” sözcüğü köken olarak Eski Türkçe “üleşmek, pay etmek” anlamındaki “uluş”
sözcüğünden geliyor ki Orhun Yazıtları’nda bu şekilde geçiyor. Sözcük Eski
Türkçeden Moğolcaya, Moğolcadan da Türkçeye geçmiş…
Ancak
günümüzdeki anlamlarıyla “Ulus” ve “Millet” sözcüklerinin asıl Türkçe
karşılığı,
Divan-u
Lügati’t Türk’ de belirtildiği üzere “Budun” sözcüğüdür.
Yani, “Aralarında töre,
dil ve kültür birliği bulunan, boy ve soy bakımından birbirlerine bağlı insan
topluluğu”, yani “Kavim”, yani “Halk”, yani “Ulus”…