“Hocam,
güzel güzel okuyosun ama hasta ölüyo…”
“Demagoji”
Yunanca “halk güden” anlamındaki
“demagogos” sözcüğünden evrilmiş bir sözcük. “Ahali, özellikle aşağı tabakadan
halk” demek olan “demos” ile “önder, öncü” demek olan “agogos” sözcüklerinden
türetilmiş.
Ama
dilimize Fransızca “halkı galeyana getirmek” anlamındaki “demagogue”
sözcüğünden geçmiş.
Sözlüklerde
“halkın isteklerine, ön yargılarına ve korkularına dayalı olarak yapılan
siyaset ve destek arayışı” şeklinde açıklanıyor.
Ama
hitabet ve propaganda yeteneği işin olmazsa olmazı…
Becerebilene
“demagog” deniyor.
Çoğunlukla
toplumda egemen olan popüler kavramları kullanılarak ve bunlara olan bağlılığı
sömürerek yapılan bir “laf cambazlığı”…
Kendini
haklı çıkarmak, dolambaçlı yollardan da olsa sonuca ulaşmak, ara sıra konuyu
değiştirmek için yapılan bir “kafa karıştırma sanatı”…
Bir
topluluğun, grubun ya da birinin duygularını okşayarak, gaz vererek, olmayanı
söyleyerek ve süsleyerek yapılan “halk avcılığı”…
Bir
şeyin bütünü değil de işine gelen bölümü ile üste çıkmaya ve karşı görüşün
zaaflarını kullanarak rant elde etmeye çalışan, köşeye sıkıştığında da kendini
acındırıcı davranmaktan çekinmeyen “laf ebeliği”…
Kısacası
aldatmaya dayalı bir söz oyunu olan demagojiyi, seven çok, bazılarının
yaşamları neredeyse bunun üzerine kurulmuş.
Eski
Atina’da “Cleon”, Eski Roma’da “Gaius Flaminius”, ABD’de rahip “Father
Charles”, senatör “Charles Mccarthy”, Almanya’da “Hitler”, İtalya’da
“Mussolini”, İspanya’da “Franco”, Yunanistan’da “Andreas Papendreu vs…vs…vs…”
Daha
pek çoğunu sayabiliriz.
Hepsinin
de özellikleri aynı…
Üstün
bir hitabet, propaganda ve iyi yalan söyleyebilme yeteneği,
Timsah
gözyaşı dökebilme çabukluğu,
Kendine
aşırı güven, hatta hayranlık duygusu,
Eleştiriye
tahammülsüzlük…
Demokrasi
ve demagoji “bir batında doğmuş” kardeşler sanki…
Asırlardır
beraber, iç içe, paralel yaşıyor ve gelişiyorlar.
Demokrasi
toplumlara ve bireylere yeni güzellikler ve özgürlükler sunarken,
Bu
olanaklardan en çok yararlananlar demagoglar sanki…
Çünkü
demokrasi “halkın egemenliği” olsa da…
Övülmeyi
seviyor halk.
Yunan
filozof “Eflatun”(Platon)un dediği gibi…
“Demokrasi
bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse, oligarşi olur.
Devam
edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar…”
Demokrasi
mi?
Deyimin
söylediği gibi…
“Hocam, güzel güzel
okuyosun ama hasta ölüyo…”