“Annaç”…
“Karşı”
sözcüğü olumsuz etki yaratır bende, serttir biraz…
“Zıt”
olmak, “hasım” olmak gibi anlamlar çağrıştırır hep…
“Karşı
koyarız”, “karşılık veririz”, “karşı geliriz”…
“Karşı
karşıya geliriz”, “karşımıza alır konuşuruz”…
Aslında
hep bir zıt olma, hasım olma, rakip olma, taraf olmama, çatışma, rekabet,
mücadele vardır bu sözlerde…
Beden
Dili’nde bile önemli yeri vardır “karşı”nın…
Rekabet
veya çatışma yoksa karşı karşıya oturmazsınız çünkü…
Yanına
oturursunuz ya da en azından yaklaşık 90 derecelik bir açıyla oturursunuz.
Ayakta
iseniz karşısında durmazsınız, yine yaklaşık 135 derecelik bir açıyla
durursunuz. Ölçerek, biçerek, bilerek yapmazsınız bunu ama beden ayarlar
kendini…
Bu
duruşlar dostluktur, uzlaşıdır, sohbet, muhabbettir çünkü…
“Annaç”tır kısaca, “karşı” değildir…
“Yanında”,
“yakınında”, “omzunda” olmaktır.
“Gönlünün,
gözünün önünde” olmaktır…
“Annaç”
sözcüğünün eşanlamlısı olarak kullanılan “karşı” sözcüğü, Eski Türkçe “koymak,
katlamak” anlamındaki “kar-“ kökünden türetilmiş, “karşı karşıya gelme”
anlamındaki “karış” sözcüğünden evrilmiştir.
“Bin
Buda” mağaraları civarında bulunmuş ve 9.yy.da Orhun Alfabesi ile yazılmış el
yazması “Irk Bitig” yazmalarında “karşı” sözcüğü “zıt, hasım” anlamında yer
almaktadır. 11.yy.da yazılmış “Divan-i Lugati’t Türk” de ise aynı anlamda
“karşu” olarak geçmektedir.
Günümüz
sözlüklerinde ise ”karşı” sözcüğü, “Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin esas
tutulan yüzünün ilerisi, Yol, deniz, ırmağın öbür kıyısı, Karşıt, Zıt, Muhalif,
Karşılık olarak” anlamlarıyla açıklanmaktadır…
“Annaç”
sözcüğü ise unutulan, kaybolan öz Türkçe, halk ağzı bir sözcük…
Kullananlar
varsa da biraz “yaşı kemale ermiş” olanlar…
“Annaç”
sözcüğü genel geçer anlam olarak “Bir şeyin veya kişinin yakın tarafı, yamacı,
yan tarafı, bir şeyin karşısı” anlamlarında kullanılmış.
Bu
sözcüğün yerine şimdilerde eşanlamlı olarak “karşı” sözcüğü kullanılsa da…
“Annaç”
sözcüğü “zıt, hasım, muhalif” gibi anlamlar barındırmaz…
Bölgelere
göre “anaç” sözcüğüne, “Karşı, Ön taraf,
Göz önü, Her taraftan görülebilen yer, meydan, açıklık, Cevap, Karşılık, Bir
dağın veya tepenin yamacı” gibi anlamlarda yüklenmiş…
Karacaoğlan’ın
dediği gibi…
“Annacına
almış koca ardıcı,
Başına yağar da boranla
gıcı”…