30 Mart 2016 Çarşamba


“Kerata”…
Erkek torun bir şirinlik yapsa, dedenin söyleyeceği laf bellidir.
“Seni gidi kerata seni”…
Hatta bazen arkasına şu lafta eklenir…
“Seni gidi keraneci seni”…
Baktığında hiç ilgisi yokmuş gibi duran, hatta sevimli bile gelen sözlerdir bunlar.
Çünkü aklımıza hemen “ayakkabı çekeceği” gelir, ilgi kuramaz, “bıyık altından” güleriz bile.
Üstelik bazı kaynaklarda, günlük yaşamda sıkça kullanıldığı şekilde bu anlamda kabul görmeye başlamıştır ve “küçük çocuklara söylenen sevgi dolu sitem sözü” gibi açıklamalara rastlamak olasıdır artık.
Şimdi…
Doğrudur, “kerata” sözcüğünün bir anlamı da “ayakkabı çekeceği”dir.
“Kerata” sözcüğü dilimize Yunancadan geçmiş ve “boynuz” demektir.
Eski Yunanca “keraton” sözcüğünden evrilen, yeni Yunanca  “kerato” sözcüğünden gelmektedir ki Ahmet Vefik Paşa da “Lugat-ı Osmani”de “kerata” sözcüğünün “boynuz ayakkabı çekeceği” anlamında kullanıldığını belirtir.
Ortaçağ denilen tarihsel zaman diliminde ortaya çıkan ve ayakkabıyı daha kolay giymeye yarayan bir araç olan ayakkabı çekecekleri, önceleri hayvan boynuzundan yapıldığından olsa gerek, bizde de boynuzun Yunanca adının çok yakın bir benzeri olan “kerata” sözcüğü ile bilinip tanınmış…
“Boynuz”, çeşitli hayvanların dengelerini bulmasına yardımcı olan ve iskelet sistemine bağlı olarak derilerinin dışına çıkmış dayanıklı bir kemik aslında.
İnsanlık tarihinde de önemli yeri var. Gün olmuş günlük eşya yapımında, gün olmuş silah yapımında kullanılmış. Misal…
Okçuluk ile ilgili kaynaklara bakıldığında, Türk yaylarının manda, antilop ve dağ keçisi boynuzundan yapılmış olduğu görülüyor.
Ama boynuzun “boğumlu” olmaması, “kayganlı” yani üzerinden pul pul parça kalkmaması, “kuşdili” yani sivri parçalar çıkmaması, boynuzu alınacak hayvanın ise genç olmaması koşuluyla…
İlk keratalar ise gergedan boynuzundan yapılmış…
Buraya kadar tamam…
Ama bir de Yunanca “keratas” sözcüğü var ki işler orada karışıyor işte…
Çünkü “keratas” sözcüğü, “boynuzlu” demek…
Şeytanın sıfatlarından birisi olmasına karşın, “karısı tarafından aldatılan erkeklere” de “keratas” deniyor.
Yani günümüzde kullanılan  “boynuzlu” sözcüğünün mecazi anlamı pek yeni değil…
Bu anlam, oldukça eski zamanlara kadar uzanıyor…
Namık Kemal “Osmanlı Modernleşmesinin Meseleleri” adıyla yazdığı makalelerde “kerata” sözcüğünü, “yaramaz adam” anlamında kullanıyor ki belki de kastettiği  “şeytanlık”... Ama…
“Kamus-ı Türki” adlı sözlük, “kerata” sözcüğüne anlam olarak  “pezevenk, kaltaban(namussuz)” açıklaması getiriyor…
Yani…
Dedelerin torunlarına söylediği,
“Seni gidi kerata seni, seni gidi keraneci seni” sözü,
“Ayakkabı çekeceği” anlamı dışında pek çok anlamı içeriyormuş anlayacağınız…
Karadeniz türküsünün söylediği gibi…
“Bahçesinde domata,
Al yap oni salata,
Vermedi seni buban,
Turşi yapsun kerata”…