22 Şubat 2016 Pazartesi


"Adamın/abdalın korkağı taşın büyüğüne sarılır"...
“Korku”nun kendisinden de korkulur ama…
Korkaklardan daha çok korkmak gerekir aslında…
Korkunun onlara neler yaptıracağının garantisi yoktur çünkü…
“Karşı karşıya”,
“Teke tek”,
“Başa baş” iken bilirler bir şey yapamayacaklarını…
Ama ya “arkadan arkaya”?
Ya “geriden geriye”?
Ya “gizliden gizliye”?
İşte odur korkulması gereken şey…
Çünkü…
Bilirler ki sadece bir şanslar olacak,
Bilirler ki “başaramazlarsa” halleri “nice olacak”,
Bilirler ki olmazsa eğer, onları hiçbir şey kurtaramayacak…
İşte o yüzden “büyük” düşünürler…
“En büyük taşa sarılır”,
“Öldürücü darbenin” peşine düşer,
“Kesin sonuç” verecek hamle için fırsat kollarlar…
“Pusu kurarlar”…
Karanlıklara saklanırlar…
Kendileri hiç görünmeden bitirmek isterler “işi”…
İşte o yüzdendir ki düşmanın bile merdini diler insanlar…
Eskiler, bu tür korkaklara karşı,
“Adamın korkağı taşın büyüğüne sarılır”,
Ya da “abdalın büyüğü taşın büyüğüne sarılır” diyerek,
Uyarmışlar dostlarını, sevdiklerini, tüm insanları…
Eh bize de onları dinleyip, dikkatli olmak kalıyor belli ki…