8 Şubat 2016 Pazartesi


"Baldız" - "Görümce"...
Baldız, “…baldız baldan tatlıdır…” türü muzır bazı türkülere konu olsa da görümceye göre daha şanslı sanki… En azından “görümce” gibi, pek çok türkü, deyim ve atasözlerine malzeme olacak kadar, potansiyel bir düşmanlığın içinde değildir…
“Kadının kız kardeşi” anlamında kullandığımız “baldız” sözcüğü,
Öz Türkçe “bala, çocuk, küçük” demek olan “baltır” sözcüğünden türetilen “baltız” sözcüğünden evrilmiş...

Moğolcada ise “baltır” sözcüğüne yakın anlamda, “küçük çocuk, bebek” anlamında “balçir” sözcüğü kullanılmış...

“Baldız” sözcüğü, günümüze ulaşan 1000 yılından önce yazılmış Uygurca yazıtlarda “küçük kız kardeş, karının küçük kız kardeşi”,
1072-1074 yılları arasında yazılmış olan “Divan-i Lügat-it Türk”te ise yine “karının küçük kız kardeşi” anlamında “baltız” olarak geçmektedir.

“Görümce” sözcüğü ise daha karmaşık…
Çünkü “kocanın kız kardeşi” anlamında kullandığımız “görümce” sözcüğü, 1000 yılından önce yazılmış Uygurca yazıtlarda “körümçi” olarak geçiyor…
“Görücü, falcı, müneccim, yıldızları inceleyen kişi” demek olan “körümçi” sözcüğü ise “bakış, nazar, gözlem, düş, rüya, zeka” anlamları taşıyan “körüm” sözcüğünden türetilmiş…
Kökeni ise “kör” sözcüğü ki bildiğimiz “gör”…
Görümceler pek sevilmedikleri için mi  “falcı, müneccim, bakış, nazar” gibi anlamlar içeren bir sözcük yüklenmiş,
Yoksa evlenecek yaşa gelmiş delikanlıya “yaraşır kızı bulmak”, “kız bakmak” yani bilindik anlamıyla “görücülük” görevi, delikanlının kız kardeşlerinin görevi midir ve bu nedenle mi öyle denmiştir bilemeyiz…
Bildiğimiz, gelin görümce çekişmesinin bitmeyecek gibi görünmesidir…