“Soyka”…
Türk
kültüründe Ölüm olgusu,
Doğum
ve Düğün gibi, her zaman önemli bir yer tutmuş.
“Ölüm”,
kaçınılmaz bir gerçek olarak beraberinde değişik inançları getirse de
geleneksel inanışa göre Türkler ölümü, “tın” kavramı ile açıklamaya
çalışmışlar.
Nefes
ve can anlamında olan “tın”ın bir anlamı da “dinlenmek”…
Türkler
ölüm olayını anlatırken tip ve biçimine göre farklı sözcükler kullanmışlar.
Misal…
Saygı
duyulan birinin ölümünü “vefat etmek” anlamında “kergek bolmak”, “uçabarmak” ve
“ardılmak” sözcükleri ile anlatılırken,
Düşman
ya da “avam”dan birinin ölümünde “ölti” deyip geçmişler.
“Kergek
bolmak”, bir anlamda “uçmak” demek ama bazen “uçdı” sözcüğü kullanılmış, bazen
de “şunkar boldı” yani “şahin oldu” denmiş…
“Bu
dünyada gözü kalmasın”, “mezara gözü açık gitmesin” ya da “ardından birini
götürmesin” diye de biri öldüğünde, “gözleri kapatılmış” önce…
Ardından
“ruhu yarılmasın”, “içine şeytan girmesin” ya da “ağzı toprak dolmasın”
diye “çenesi bağlanmış”,
“Ruhu
çıksın”, “Ölüm meleği çıksın” ya da “melekler içeri girsin” diye de ölünün
bulunduğu odanın “pencereleri açılmış” hemen…
Defin
içinse inanış gereği hep yedi gün beklenmiş…
Cenaze
“ölü çadırı”na kaldırılmış, yakınları at üzerinde çadırın etrafını yedi kez
dolaşıp kapı önünde bıçakla yüzlerini kesmişler…
Kan
ve gözyaşı birbirine karışsın diye de bu işlemi yedi kez tekrarlamışlar.
Defin
günü geldiğinde ise önce işlem tekrarlanmış, sonra ölen kişinin eşyaları
kırılıp “nasıl olsa ölen de dirilecek, eşyaları da düzelecek” diye düşünerek
mezara konmuş.
Bu
inanç nedeniyledir ki ölü beden “cenin” pozisyonunda gömülmüş hep…
Ama
bazılarını da “havaya” ya da “suya gömmüşler”…
Özellikle
çocuk ölümlerinde, cenazeyi kayın ağacı kabuklarına sararak, ulu ağaçların
dalları arasına bırakmışlar…
Bırakmışlar
ki çocuk ölü, “ölüler ülkesine varabilmek için” topraktan çıkmak için güç
harcamasın, yolculuğu kolay geçsin”…
Sözcüğümüze
geri dönersek eğer…
“Soyka”
sözcüğü,
Şimdilerde
yalnızca ya “tez günde soykan çıksın” veya “soykası çıkasıca” türü beddualarda
ya da “çirkin soyka” türü yergilerde kalsa da…
Aslında,
“ölünün üzerinden çıkan giysi, ölen kişinin giysileri” demek…
Ama
bazı yörelerde “otururken sırta konan yastık, yorgan, yığıntı” anlamında
kullanılırken, bazı yörelerde de “olumsuz bir durum, nesne ve kavramı anlatmak
için” kullanılan bir sözcük olmuş…