19 Nisan 2016 Salı


“Meşkef”…
“Eski Roma’da hayvanların kurban edildiği “Sapo” Dağı’nda biriken hayvan kül ve yağları, yağmurla Tiber Nehri’ne karışır. Bu karışım, su ve killi çamur ile birleşince köpüklü bir yapıya dönüşür ki bu sabunun ilk doğal şeklidir. Böylece de adını Sapo” dağından alan “sabun” ortaya çıkar”…
Efsaneler böyle anlatsa da…
İlk sabun MÖ.3 bin yıllarında kullanılmaya başlanmış…
MÖ.2500 yıllarına ait Sümer Yazıtlarında, “su içine katılan odun külünün kaynatıldığı ve içine yağ karıştırılarak yavaş yavaş eritildiği” şeklinde sabun tariflerine rastlanmıştır. Ancak bu maddenin sabun olarak tanımlanması MÖ.1000 yıllarında Romalılar tarafından olmuş.
Sabunun bulunmasının Romalılara atfedilmesinin nedeni, Romalılarla başlayan banyo kültürü ve MÖ.312 yılında ilk hamamı inşa etmeleri belki de…
Ancak eski uygarlıklar temizliğe ve özellikle sabuna ayrı bir değer verse de…
“Hijyen” sözcüğü, “sağlık ve temizlik tanrısı Hygieia”dan geldiğinden midir bilmem ama erken dönem kiliseleri, vücut temizliğini “paganizm, lüks ve Romalıların hayvansı hisleriyle” bir tutup, soyunma ve hamam kavramını din dışı kabul etmiş…
Misal… Aziz Francis, “yıkanmamış vücut dindarlığın işaretidir” buyurmuş…
Misal… Ortaçağ’da Avrupa’da rahibelerin yüz ve elleri dışında kalan yerlerini yıkamaları “edepsiz ve uygunsuz” bulunduğundan yasaklanmış…
Misal… İber Yarımadası’nda kurulmuş Kastilya’nın 1490’lardaki kraliçesi “İsabella” ve aynı dönemde yaşayan Fransa Kralı 14.Louis, yaşamları boyunca yalnızca iki kez yıkanmakla övünmüşler…
Misal… 1500 yıllarında İngiltere’de yılda bir kez, Mayıs ayında yıkanıldığından, “fazla kokmadan aradan çıkaralım” deyip, çoğunlukla Haziran’da evlenmişler…
“Yıkanma” denilen şeyse, sıcak su doldurulmuş fıçı içine, önce baba, sonra sırasıyla oğullar, kadınlar, çocuklar ve bebeklerin girip çıkmasından ibaret bir şey…
Sabun ise yüzde yüz vergiye tabi tutulmuş…
Ayrıca, “gelinlerin ellerinde çiçek tutma geleneğinin”, vücut kokularını bastırmak için koca koca çiçek demeti taşımalarından geldiği söylenir…
Misal… “Cinsel ilişkiyi çağrıştırdığından” Amerika’da Virginia ve Pennsylvania’da ayda birden fazla yıkananlar hapse atılmış…
Misal… Tabak yıkama alışkanlığı olmadığından ve hatta çok çok bayatlamış ekmekleri oyup tabak olarak kullanmaları nedeniyle her şey kurtlanmış…
Misal… Bazı 16.yy. uzmanları, “sıcak suyun ahlakı bozucu duyguları canlandırdığını” öne sürmüşler…
Misal… Napoleon Bonaparte, çıktığı bir seferin sonuna yaklaştığında karısı Josephine’e şu mesajı göndermiş; “Üç hafta içinde geliyorum, sakın yıkanma”…
Misal… Avrupa’da lazımlıkları sokaklara boşaltma alışkanlığı 17.yy.a kadar sürmüş.
1600’lerde İstanbul’a gelen İngiliz büyükelçiler, lazımlık kullanma ve bunu pencereden boşaltma alışkanlıkları yüzünden, şehirden uzak olan Tarabya’da bulunan konağa gönderilirmiş. 19.yy.a gelindiğinde ve tuvaleti kullanma sözünü kesin olarak verdiklerinde Taksim’ taşınabilmişler ancak…
Yani “cinsellik, edepsizlik, ayıp, günah” gibi nedenlerle,
Avrupa bin yılı yıkanmadan geçirmiş… Her yeri “katmerleşmiş, kat kat olmuş, kalınlaşmış, yerleşmiş pislik, kir, pasak” sarmış…
Yani  “meşkef” bağlamış koskoca kıta…