“Çomruk”…
Tüketiyoruz…
Tüm
değerleri yavaş yavaş tüketiyoruz…
Bizlerde
efsanelere konu olmuş aşkların yaşandığı dönemlerin çocukları değiliz elbet.
Ama misal “sevgi” denen, “sevda” denen, “aşk” denen bir şey vardı yaşamımızda…
Göremeyince
“özlemek” vardı…
Geçeceği
anı, geleceği anı “beklemek” vardı…
Elini
tutabilmek için “sabretmek” vardı…
Kavuştuğunda
bıkmadan gözlerinin içine bakabilmek,
Göremediğin
anların acısını çıkartırcasına konuşmak vardı…
Sevgisi
için mücadele etmek vardı…
Özlemekti,
beklemekti, sınanmaktı, mücadele etmekti…
Kah
acı çekmek, kah affetmek ama yine de mutluluktu…
Şimdi
ise aşk facebookda, “ilişkisi var” yazabilmekte…
Şimdi
aşk, instagramda “dil çıkarmış sevgili selfiesi” paylaşabilmekte…
Şimdi
aşk, ekranların bilmem ne programında sahte gözyaşı dökebilmekte…
Şimdi
aşk, evlilik programlarında “ev ve araba pazarlığı” yapabilmekte…
Şimdi
aşk, üzerinde barkodu olan ve kullanıp atılan bir “ürün” artık…
Tüm
ilişkiler gösteriş, aşklar sanal, her şey magazin artık…
Her
hoşlanmanın, beğeninin, cinsel isteğin adı “aşk” artık…
İlişkiler
günübirlik, hissedilen her duygunun adı aşk olunca da herkes mutsuz, herkes
sabırsız, herkes benmerkezci…
Herkes
tatminsiz, herkes doyumsuz ve herkes hep daha fazlasını istiyor…
Fedakarlık
da yok artık, emek vermekte…
Sevgi
ya da sevgilinin değil, bir “etiketin” peşinde koşuyor hemen herkes…
“Yakışıklı
olsun, güzel olsun, kariyerli olsun, karizması olsun, parası olsun, evi olsun,
arabası olsun, becerikli olsun, eğlenceli olsun, romantik olsun” falan filan…
Kimse
kimsenin olumlu yanlarını bakmıyor artık, herkes takıntılı olduğu seçeneklerin
peşinde… Tüketen toplumuz ve tüketiyoruz her şeyi…
Aşkı
da sevgiyi de dostlukları da tüketiyoruz çabucak…
Yoğun
yaşıyor, hızlı bitiriyoruz…
Anlamını
kaybediyor, sıradan oluyor tüm değerler…
Değerler
sıradanlaşınca da insanlar yalnızlaşıyor gitgide…
Dostluk
kavramının bile içi boşalıyor, başka bir şeye dönüşüyor günümüzde…
Her
önüne gelene “dost” diyerek, sıkılınca terk ederek, tartışınca tüm bağları
kopartarak “dostluk” kavramını sıradanlaştırıyoruz…
Saygıyı
zaten bitirdik, kültür, sadece bir sözcük, bilgi ise en değersiz şey…
Ulaşılması
bu kadar kolaylaşmışken, hiç arayıp ulaşılmayan bir değer…
Yenisini
üretmek, bilgi üretimine katkı bir yana,
Kullanılmaktan
değil, unutulup bir köşeye atılarak bitti bilgi…
Müziği
bitirdik, tiyatroyu bitirdik, sinemayı bitirdik…
Evrensel
ahlaki ilkeleri bitirdik…
Tek
şey kaldı elimizde, “talan kültürü”…
En
kısa sürede elde edip, hemen tüketilip, sıkılıp atılıyor çünkü her şey…
Tüm
değerler “güdük”, tüm değerler “çomruk” artık…
“Çomruk”,
unutulmuş sözcüklerimizden birisi…
“Ağaç
gövdesindeki yumru ya da budağa” da “çomruk” dense de
“Kullanıla
kullanıla eskimiş, aşınmış, güdük kalmış” her şeyin adı “çomruk”…
Aşklar, dostluklar gibi
belki de…