12 Haziran 2016 Pazar


“Çomruk”…
Tüketiyoruz…
Tüm değerleri yavaş yavaş tüketiyoruz…
Bizlerde efsanelere konu olmuş aşkların yaşandığı dönemlerin çocukları değiliz elbet. Ama misal “sevgi” denen, “sevda” denen, “aşk” denen bir şey vardı yaşamımızda…
Göremeyince “özlemek” vardı…
Geçeceği anı, geleceği anı “beklemek” vardı…
Elini tutabilmek için “sabretmek” vardı…
Kavuştuğunda bıkmadan gözlerinin içine bakabilmek,
Göremediğin anların acısını çıkartırcasına konuşmak vardı…
Sevgisi için mücadele etmek vardı…
Özlemekti, beklemekti, sınanmaktı, mücadele etmekti…
Kah acı çekmek, kah affetmek ama yine de mutluluktu…
Şimdi ise aşk facebookda, “ilişkisi var” yazabilmekte…
Şimdi aşk, instagramda “dil çıkarmış sevgili selfiesi” paylaşabilmekte…
Şimdi aşk, ekranların bilmem ne programında sahte gözyaşı dökebilmekte…
Şimdi aşk, evlilik programlarında “ev ve araba pazarlığı” yapabilmekte…
Şimdi aşk, üzerinde barkodu olan ve kullanıp atılan bir “ürün” artık…
Tüm ilişkiler gösteriş, aşklar sanal, her şey magazin artık…
Her hoşlanmanın, beğeninin, cinsel isteğin adı “aşk” artık…
İlişkiler günübirlik, hissedilen her duygunun adı aşk olunca da herkes mutsuz, herkes sabırsız, herkes benmerkezci…
Herkes tatminsiz, herkes doyumsuz ve herkes hep daha fazlasını istiyor…
Fedakarlık da yok artık, emek vermekte…
Sevgi ya da sevgilinin değil, bir “etiketin” peşinde koşuyor hemen herkes…
“Yakışıklı olsun, güzel olsun, kariyerli olsun, karizması olsun, parası olsun, evi olsun, arabası olsun, becerikli olsun, eğlenceli olsun, romantik olsun” falan filan…
Kimse kimsenin olumlu yanlarını bakmıyor artık, herkes takıntılı olduğu seçeneklerin peşinde… Tüketen toplumuz ve tüketiyoruz her şeyi…
Aşkı da sevgiyi de dostlukları da tüketiyoruz çabucak…
Yoğun yaşıyor, hızlı bitiriyoruz…
Anlamını kaybediyor, sıradan oluyor tüm değerler…
Değerler sıradanlaşınca da insanlar yalnızlaşıyor gitgide…
Dostluk kavramının bile içi boşalıyor, başka bir şeye dönüşüyor günümüzde…
Her önüne gelene “dost” diyerek, sıkılınca terk ederek, tartışınca tüm bağları kopartarak “dostluk” kavramını sıradanlaştırıyoruz…
Saygıyı zaten bitirdik, kültür, sadece bir sözcük, bilgi ise en değersiz şey…
Ulaşılması bu kadar kolaylaşmışken, hiç arayıp ulaşılmayan bir değer…
Yenisini üretmek, bilgi üretimine katkı bir yana,
Kullanılmaktan değil, unutulup bir köşeye atılarak bitti bilgi…
Müziği bitirdik, tiyatroyu bitirdik, sinemayı bitirdik…
Evrensel ahlaki ilkeleri bitirdik…
Tek şey kaldı elimizde, “talan kültürü”…
En kısa sürede elde edip, hemen tüketilip, sıkılıp atılıyor çünkü her şey…
Tüm değerler “güdük”, tüm değerler “çomruk” artık…
“Çomruk”, unutulmuş sözcüklerimizden birisi…
“Ağaç gövdesindeki yumru ya da budağa” da “çomruk” dense de
“Kullanıla kullanıla eskimiş, aşınmış, güdük kalmış” her şeyin adı “çomruk”…
Aşklar, dostluklar gibi belki de…